Yapı ST’nin startını verdiği Koru Narlıdere’nin proje yöneticisi mimar Yasemin Yorulmaz, hedef kitleye yönelik çalıştıklarını belirtti, “Bu binayı rezidans kurgusuyla işleteceğiz, bir otele gittiğinizde aldığınız hizmet ne ise aynısını alacaksınız” dedi.
Öncelikle söyleşimize sizi ve firmanızı tanıyarak başlayalım?
Yasemin Yorulmaz, ODTÜ Mimarlık bölümünden 2002 yılında mezun oldum. Üç yıl Ankara’da mimarlık ofislerinde çalıştıktan sonra Katar’da İslam Sanatları Müzesi, Katar Ulusal Kongre Merkezi gibi dünyaca ünlü mimari projelerde görev aldım. Sekiz yıllık yurtdışı deneyiminden sonra İzmir’in ilk karma projesi olan Ege Perla’da yöneticilik yaptım. Şu anda da Yapı ST firmasında dizayn ve uygulama koordinatörü olarak çalışıyorum.
Yapı ST; taahhüt, gayrimenkul geliştirme, çimento ve hidroelektrik santrali çelik ekipmanlarının imalatını gerçekleştiren bir şirket; aynı zamanda da bir çok ulusal ve uluslararası firmaya anahtar teslim fabrika inşaatları da gerçekleştiriyor.
Biraz da Koru Narlıdere projesinden bahsedelim. Süreci nasıl gelişti?
Doğru projenin gerçekleşebilmesi için öncelikle doğru bölgenin belirlenmesi gerekiyor. Gayrimenkul geliştirme departmanımız hedef bölgedeki arz-talep dengesini değerlendirip ilgili bölgenin ihtiyaçlarını belirliyor ve projeyi buna göre kurguluyor. Değerlendirmeler sonucunda Narlıdere-Balçova bölgesinde minimalist yaşam ihtiyacının son derece fazla olduğu ve residence hizmeti veren bir konut projesinin bölgede yer almadığı sonucuna ulaşıldı. Koru Narlıdere projesi bu şekilde hayata geçti.
Mimari süreci kurgularken de arsanın bulunmasının ardından ihtiyaç programı oluşturulup leke çalışması yapıldı. Arsanın deniz-orman potansiyeli ile leke çalışması çakıştırılıp Koru Narlıdere projesi ortaya çıkarıldı. Farklı olmak, ayrıcalıklı proje üretmek tam bir senemizi aldı, hala da çalışmaya devam ediyoruz.
Neden projeyi Narlıdere’de gerçekleştirmeyi tercih ettiniz?
Bölgede Dokuz Eylül Üniversitesi’nin tıp ve güzel sanatlar fakülteleri ile Ekonomi Üniversitesi var. Civarda çok sayıda öğrenci, asistan ve öğretim görevlisi yaşıyor. Bölge, önemli yatırımların da yapıldığı bir yer; çok yakın bir lokasyonda İstinye Park AVM prjesi yükseliyor. Sağlık turizmi açısından da yatırımlar her geçen gün artıyor. Bu parametreleri bir araya getirdiğinizde bölgede ciddi anlamda bir konut ihtiyacı olduğu ortaya çıkıyor. Ancak bölgedeki konut ihtiyacının standartlardan biraz farklı olduğunu düşünüyoruz. Yapılan konutlar hep 3+1 ve 4+1 gibi büyük konutlar, daha minimalist ve daha bireysel yaşama yönelik çok fazla alternatif yok. Biz de böyle bir potansiyel olduğuna kanaat getirdik. Hedef kitlemiz sadece öğrenciler değil; bu bölgede yaşamak isteyen çekirdek aileler ya da bireysel olarak yaşamak isteyen beyaz yakalılar, üst düzey yöneticiler, üniversitelerde çalışan öğretim üyeleri gibi meslek grubu üyeleri.
Projenin satış ve yapım takvimi nedir? Ne aşamaya gelindi?
Proje inşaatı yıl başında başladı, satışlar ise haziran lansmanı ile hızlandırılacak. Sahada çalışmalar devam ederken eş zamanlı detaylarını çözüp sahaya minimum inisiyatif bırakmayı arzuluyoruz. Yapı ST olarak hedefimiz şu; her şey kağıt üstünde maksimumda bitmeli. Maalesef günümüz projelerinde çok az doküman, kıt ve kalıplaşmış detaylar üretilmekte. Biz özgün ve detaylı bir dokümantasyon ile şantiye sürecini 2020 sonunda bitirmeyi planlıyoruz.
En değerli ilçelerden
Narlıdere, Türkiye’de en değerli 11’nci ilçe. Bu demek oluyor ki hala talep gören ve insanların yaşamak için çaba gösterdiği yerlerden biri.
Bu projede ana stratejimizden biri de binanın işletme sistemi; binayı rezidans kurgusuyla işleteceğiz. Bir otele gittiğinizde aldığınız hizmet ne ise o hizmeti alacaksınız. Buradan ürün alan insanlara kiralama ve satışta da kendi departmanlarımız tam ve eksiksiz destek verecek.
Çam ormanlarının içinde huzurlu yaşam
Projenin özellikleri nedir?
Koru Narlıdere; 4250 metrekare arsa üzerinde 143 konuttan oluşuyor. Projenin yüzde 90’ı 1+1 bahçeli ve loft daireden oluşuyor. Geri kalan yüzde 10’luk kısımda 2+1 ,3+1 ve 4+1 daireler mevcut. Üç konut bloğu, iki sosyal blok olmak üzere toplamda beş blok var. 1+1 ağırlıklı iki eş bloğun arkasında tamamen doğa kontürleri ile uyumlu, son derece geniş bahçe terasları ile loft bloğu bulunuyor. Bireysel yaşam ağırlıklı kullanıcı hedeflendiğinden sosyal donatı da kütüphane ve spor alanlarına daha fazla yer ayırdık. Projeyi farklı kılan da işte tam burada; kullanıcı odaklı tasarım. Manzara ise birçok proje ile ortak noktamız ancak ev sahipleri çam ormanlarının içinden denizi görecek.
Yaşam başladıktan sonra kullanıcının memnuniyetini belirleyen bir diğer konu da yönetim; bu projede hem tasarlayıp, hem uygulayıp hem de yönetiyor olacağız. Yapı ST bünyesinde inşaat sürecinde edinilen tecrübeyi devredip gitmek yerine, kalıp yerinde sürdürmeyi tercih ediyoruz. Projenin başarısına kullanım sonrasını da dahil edip orada da başarmayı hedefliyoruz.